"Camilerin etrafında güvercin ve kumruların toplanması dindarlıktan değil, camide yiyecek atanların bol olmasındandır."
Bu sözler ders çalıştığım kitapta koşullanma çeşitlerine örnek olarak verilmişti. Duyar duymaz Demirspor'la ilişki kurdum. Demirspor cami, etrafında dönüp dolaşan akbabalar da bir nevi güvercin oluyordu. Bu tabloda biz de güvercinlere yem atan halk oluyoruz. Bu insanlar DemirSpor'u çok sevdiğinden değil, nefislerini doyurmak için kullanıyorlar. Demirspor yıllardır bu insanların geçim kaynağı, rant kapısı, reklam ajansı gibi kullanılıyor ve bunu ne yaparsak yapalım engelleyemiyoruz. Az biraz kafa patlatıyoruz ama nafile. Ne yaparsak yapalım her yol aynı yere çıkıyor. İşte bu labirentten kurtulmanın tek yolu -galiba- büyük bir yıkım. Tıpkı bir Anka Kuşu gibi küllerimizden doğmamız için esfel-i safiline inmemiz gerekiyor. Yoksa bu akbabalardan da kurtulamayacağız. Yoksa her 15 yıla bir aynı filmi izleyerek ölüp gideceğiz!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder