Bir Hafta Sonu Değerlendirmesi

1- Hafta sonunda eski futbolcularımızdan Aydın Tabak'ın da aralarında bulunduğu Eyüpspor'un geleceğini bildiğimden Aydın Tabak'la sohbet etmek için iletişime geçtim ve o da -sağ olsun- beni kırmayarak teklifimi kabul etti. Cumartesi günü Rize'de kaldıkları otele gittim ve ayak üstü sohbet etme imkanı buldum. Her Demirspor deyişinde ağzından 1000 Demirspor çıkışından takımımızı ne kadar özlediği belli oluyordu. Sohbetimizin bir yerinde " Şu an Eyüp'te mutluyum. Maddi olarak hiç bir sıkıntım yok. Kulüp evimin dibinde ama Demirspor gel desin 1 dakika bile düşünmem." demesi de bunu doğrular nitelikteydi. Livorno maçını sorduğumda ise " Hayatımda oynadığım en güzel ve en önemli maçtı. Maçta bir ara taraftar kendinden geçince bende onları izlemeye daldım ve o arada Osman bana " Aydın top yapsana" dedi ve ben de " Boş ver abi topu boş ver sen taraftara bak." dedim. Sadece biz değil, Demirspor'u kasaba takımı sanan Livornolu futbolcular da şaşırmıştı ve hepsi maçı bırakıp taraftarı seyre dalmıştı." dedi. Bizim takımdaki sorunlardan konu açıldı ve bu kadar imkan arasında nasıl bu kadar başarısız olunur konusuna geldik. Doğal olarak bu soru havada kaldı. Antalya'da kaçırdığı penaltı konusunu açtım ve " Takımın penaltıcıları (T.Ö. ve O.T.) penaltı atmaktan kaçınca takımda abi olarak bizim atmamız gerekiyordu ve kısmette kaçırmak varmış. O dakikadan sonra taraftarın beni linç edeceğini düşündüm ama Büyük Demirspor taraftarı orada da Büyüklüğünü gösterdi ve bana -hiç ummadığım- kadar sahip çıktı. İşte o anda Demirspor'a olan sevgim bir kat daha arttı. Biz bu takıma gelirken taraftara dikkat et dediler ama geldiğimde şoka uğradım. Taraftar bizi her an desteklemişti ve bu sözlerin ne kadar boş olduğunu işte o zaman anladım." dedi. Rahmetli Bekir Çınar'a konuyu getirdiğimde " Şu anda takımda har vurup harman savuranlar o zaman Bekir Başkan'a azıcık destek çıksalardı bu takım şimdi Süper Lig'e oynardı ama desteklemediler ne yazık ki!" dedi. Geçen yıl o kadar genç futbolcuyla nasıl başarılı oldunuz dediğimde " Ligin ilk yarısında takımdaki herkes tecrübeli olduğundan sorumluluk almıyorduk ama devre arasında gönderilen futbolculardan sonra iş başa düştü ve sorumluluk aldık. İkinci yarının ilk maçı olam Maraş maçında neredeyse çatlayacaktım koşmaktan. Gençlerin enerjisi ve bizim tecrübemiz birleşince başarı da kaçınılmaz oldu. Keşke Antalya'da çıksaydık!" dedi. Rizespor'un tesislerinde idmana geçtiklerinde Eyüpspor yöneticileriyle kısa bir sohbetim oldu ve onlar da bizim takımın gereksiz futbolcularla dolu olduğunu söylediler. Demek ki bunu bilmek için âlim olmaya gerek yok. Her şey apaçık ortada.

2- Pazar günü seyircisiz oynanacak olan maçı izlemek için Of'a gittim ve -sağ olsunlar- Oflu ve Eyüplü yöneticilerin de yardımıyla maçı seyrettim. Bu yıl izlediğim en rahat takımdı Eyüp. Eğer bu takım Of'ta oynadığı futbolun %25'ini oynasın bizi çeşitli pozisyonlarda fantezi yaparak yenerler. Bu durumu Ali Güneş'e bildirmek istedim ama kendisi maçı izlettiğini söyleyince bende vazgeçtim. Eyüp, bizim kendi sahamızda zar zor yendiğimiz Of'u kendi sahasında, berbat bir havada, berbat bir zeminde dalga geçerek 2-0 yendi.

3- Of-Eyüp maçının ardından Rize'ye geçtim ve Rize-Kartal maçının ilk yarısını izleyip tekrar Trabzon'a döndüm. Başbakanın himmetiyle Karadeniz'e yapılan eserlerden olan Rize Stadı ambiyans olarak mükemmel ama gelin görün ki 2000 kişiye oynayan ve 4-5 tane taraftar grubuna sahip olan Rize bu stada layık mı? Sırf başbakan çıkardığı için yatırım manyağı yapılan şehirleri görünce kıskanmamak elde değil! Seçim listeleri açıklandı ve Adana hala üvey evlat muamelesi görecek gibi duruyor. Mersin'e, Kayseri'ye, Hatay'a, Antep'e, Urfa'ya, Antalya'ya bakan adaylar yerleştirildi. Trabzon'a çifte bakan yerleştirildi Adana'ya ise ne olduğu belli olmayan şahıslar yerleştirildi. Yani her yere bakan bize gelince hikaye. Görünen köy kılavuz istemez. Adana 5 yıl daha üvey evlat muamelesi görecek. Ne diyelim: Yazık bize; Yazıklar olsun size!